DİL VE KONUŞMA EĞİTİMİ

Dil ve konuşma bireylerin kendilerini ifade etme, iletişim kurma ve sosyal hayatı paylaşmalarındaki en önemli araçlardandır. Birey doğumundan itibaren çevresinde olan biteni anlamaya, istek ve ihtiyaçlarını ifade etmeye çalışırken dili kullanır.

Dil ve konuşma gelişimi zihinsel, fiziksel ve duygusal gelişimden bağımsız değildir. Bu alanlardan herhangi birinde yaşanan bir güçlük, dil ve konuşmayı olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Dil ve konuşma güçlüklerini ortaya çıkaran nedenler arasında, zihinsel yetersizlik, işitme kaybı, gelişimsel gecikmeler, bazı cerrahi girişimler sonrası sorunlar, beyin hasarları, yarık damak/dudak gibi yapısal bozukluklar, serebral palsi gibi kasları etkileyen hastalıklar, sesin yanlış kullanımı vb. pek çok neden sayılabilir.

     DİL VE KONUŞMA DESTEK EĞİTİM PROGRAMININ GENEL AMAÇLARI

  1. Sesletim (artikülasyon) ve ses bilgisel farkındalık (fonolojik) becerilerini geliştirmeleri,
  2. Günlük iletişimde konuşma hızını ve ritmini işlevsel ve akıcı bir şekilde kullanmaları,
  3. Sesini kalite, perde, şiddet, rezonans, ve/veya süre gibi özellikler yönünden yaşına ve cinsiyetine uygun olarak kullanmaları,
  4. Alıcı ve ifade edici dil becerilerini geliştirmeleri,
  1. Okuma- yazma becerilerini geliştirmeleri,
  1. Günlük iletişimde alternatif ve destekleyici iletişim yöntemlerini kullanmaları beklenmektedir.

     KONUŞMA BOZUKLUKLARININ ÇEŞİTLERİ

  1. Artikülasyon Bozuklukları:

Artikülasyon bozukluğu, kişinin konuşma seslerini yanlış veya eksik üretmesi anlamına gelmektedir. Bu sorun genel olarak kişinin konuşmasında görmezden gelinemeyecek kadar farklı ve aykırı söyleyiş biçimi ortaya koyar. Sesletim sorunu olan kişi, sesleri, heceleri ya da kelimeleri yanlış üretir; dinleyenler ne söylendiğini anlayamaz. Dinleyenler kişinin ne söylediğini çözümlemek için aşırı çaba gösterirler. Çocuğunuz 4-5 yaşına gelmesine rağmen telaffuzunda hala bebeksilik varsa, dil ve konuşma bozuklukları uzmanından yardım almanız gerekir.

Artikülasyon bozukluğu yanlış öğrenmelerden kaynaklandığı gibi dudak damak yarığı, down sendromu, işitme engeli, nörolojik bozukluklar gibi bazı anatomik veya fizyolojik problemlerden de kaynaklanabilir. Bununla birlikte birçok sesletim sorunu herhangi bir belirgin fiziksel özür olmadan da ortaya çıkabilmektedir. Artikülasyon bozukluğunun giderilmesinde erken teşhis çok önemlidir.

  1. Akıcı Konuşma Bozuklukları (Kekemelik, Hızlı-Bozuk Konuşma vb.):

Dil ve konuşma bozuklukları içerisinde en yaygın görülenlerden türlerden biri akıcı konuşma bozukluğudur. Konuşmada beklenenden farklı hız, ritim gözlenmesi; ses, hece, sözcük ya da sözcük öbeği tekrarları; uzatmalar veya bloklar biçiminde konuşma akışının kesintiye uğramasıdır. Akıcı konuşma bozukluklarında araştırmalar kekemelik ve hızlı-bozuk konuşma üzerine yoğunlaşmıştır.

  • Kekemelik

Kekemelik en net tanımıyla; konuşma akışının veya ritminin, kesintilerle ya da blok gibi engellerle bozulmasıdır. Kekemelik, konuşma sırasında nefes alma, fonasyon (sesleme) ve sesletim koordinasyonlarını etkileyen istemsiz nöromotor bozulmalar sonucunda ortaya çıkmaktadır.

     Kekemeliğin  Görülme Sıklığı Nedir?
Araştırmalara göre bir toplumun yaklaşık olarak %1’i her hangi bir zamanda kekemelik yaşamıştır. Bu veriye bakılarak, Türkiye’de, yaklaşık 750,000  kekemelik vakası olduğu düşünülmektedir. Tipik olarak çocuklukta başlayan kekemelik, çocuklarının %5’inde gözlenebilir. Çocukluk döneminde görülen kekemeliğin %80’i kendiliğinden ortadan kalkmaktadır. Dolayısıyla 5 çocuktan 4’ü akıcı olarak konuşmaya; %1’i de kekelemeye devam etmektedir.

     Kekemeliğe Ne Neden Olur?

Kekemeliğin tek bir nedeni yoktur. Yapılan araştırma sonuçlarına göre, çocuklukta başlayan tipik kekemelik fizyolojik faktörler barındırmaktadır. Kekemeliğin, stresli ortamlarda artması, nedenlerinin psikolojik olduğunun düşünülmesine yol açmaktadır, ancak bu doğru değildir. Psikolojik faktörler kekemeliği “tetikleyebilir”—ya da ortaya çıkarabilir—fakat kekemeliğin nedeni değildirler. Öğrenme ya da alışkanlıklar da kekemelikte önemli rol oynamaktadır.

  • Hızlı – Bozuk Konuşma

Hızlı- bozuk konuşma, kısaca konuşmanın anormal bir hızda ve düzensiz olması olarak tanımlanır. Hızlı-bozuk konuşma da kekemelik gibi bir konuşma akıcılığı bozukluğudur ancak kekemelikten farklıdır. Aşırı ölçüde hızlı, düzensiz, sıklıkla konuyla ilgisiz sözcük veya ifadeler içeren bir konuşma bozukluğudur.

Hızlı-bozuk konuşmanın nedenleri için kekemeliğin nedenlerine dair yapılan açıklamalar yapılmaktadır. Hızlı-bozuk konuşma için konuşmanın yavaşlatılması, akıcısızlıkların azaltılması, farkındalığın ve dil organizasyonunun arttırılmasına yönelik terapiler uygulanmaktadır.

  1. Ses Bozuklukları:

Bireyin yaşına ve cinsiyetine uygun olmayan ses üretimi ve/veya ses kalitesinin, perde (ton), şiddet, rezonans, ve/veya süre gibi özelliklerinde ortaya çıkan bozukluklardır.

  1. Gelişimsel Dil Bozuklukları:

Gelişimsel dil ve konuşma bozukları, organik nedene dayalı bir hastalık, zeka geriliği, sosyal ilişiklerde yetersizlik gibi durumlar olmadan görülen, okul öncesi dönemde en sık rastlanan, dil gelişiminde gecikme veya normal olmayan dil gelişimi olarak ortaya çıkan sorunlardır. Bu sorunlar, bazı durumlarda dili anlamaya yönelik sorunlar, bazen ifadeyi etkileyen sorunlar, bazen de anadile ait seslerin yetersiz ve hatalı kodlanması şeklinde görülen güçlükler şeklindedir.

  • İfade Edici Dile Ait Bozukluk

Konuşma gecikir, sözcük dağarcığı fakirdir, dilbilgisi kurallarından yoksundur ya da aşırı biçimde genellenir. Sözcük hatırlayamadığı için sıkça “şey” sözcüğü kullanılır, konuşma akıcı değildir.

  • Fonolojik Tipte Bozukluk

Dil öğrenilirken ana dile özgü seslerin beyin tarafından yetersiz veya hatalı işlenmesi bozuk fonoloji ve artikülasyona yol açar. Bu çocukların çoğunluğunda, ailede de fonolojik sorun öyküsü vardır.

  1. Edinilmiş Dil Bozuklukları:

Bu bozukluklar dil kazanıldıktan sonra çoğunlukla ergenlik döneminde ya da yetişkin yaşlarda herhangi bir nedenle dil ve konuşmanın kaybı biçiminde görülür.

  1. Apraksi

Konuşma apraksisi hastanın söylemek istediklerini söylemede zorluk çektiği bir konuşma bozukluğudur. Bu durum, konuşma kaslarının ( yüz, dil, dudak kasları) zayıflığına bağlı olarak gelişmeyebilir. Konuşma apraksisinde 2 önemli tipten bahsedilir; edinilmiş ve gelişimsel konuşma apraksisi.

  • Edinilmiş Konuşma Apraksisi

Edinilmiş konuşma apraksisi her yaştaki insanı etkileyebilir. Genellikle yetişkinlerde gözlenir. Beynin konuşmayla ilgili bölümlerindeki  hasar nedeniyle var olan konuşma yetilerinde kayıp ya da yetersizlik şeklinde çıkar. Beyindeki hasar, inme (strok), beyin travması, tümör veya beyni etkileyen bir başka hastalıktan kaynaklanabilir.

  • Gelişimsel Konuşma Terapisi

Gelişimsel konuşma apraksisi genellikle çocuklarda ortaya çıkar ve doğumdan itibaren gelişir. Kızlardan çok erkek çocukları etkiler. Çocukların normal akranlarına göre daha yavaş bir konuşma gelişimi izledikleri konuşma gecikmesinden farklıdır. Gelişimsel konuşma apraksisinin nedenleri henüz bilinmemektedir. Gelişimsel konuşma apraksisi olan çocukların kendilerini ifade edebilmekten daha farklı sorunları vardır. Bunlar konuşma sorunlarını ve zayıf sözcük dağarcığı, yanlış gramer, okuma yazma, matematik, uyum, motor beceri sorunları veya çiğneme gibi dil sorunlarını içerir.

Destek eğitim programı uygulamalarında belirlenen hedeflere ulaşılabilmesi için ailenin eğitime aktif katılımı önemlidir. Öncelikle eğitim veren uzmanla aile arasında güvene dayalı, açık ve dürüst bir iletişim kurulmalıdır. Uzman, ailenin duygu ve düşüncelerini rahatlıkla ifade etmesine olanak sağlamalı, sorularına açık ve anlaşılır cevaplar vermeli, aile ile empati kurarak onların endişelerine karşı duyarlı ve saygılı olmalıdır.

Aile ile görüşme yapılarak öncelikle, ailenin hangi alanda bilgi ve desteğe ihtiyacı olduğu tespit edilir. Aileye, bireyin fiziksel, sosyal, duygusal gelişimi ve özellikleri, karşılaşılabilecek güçlükler, dil gelişimini destekleyici evde kullanılabilecek materyaller (oyuncak, kitap, fotoğraflar, albümler vb.), birey ile iletişimi destekleyici yöntemler, günlük yaşamda dil gelişimini destekleyecek öneriler hakkında bilgiler verilir.

Destek eğitim süreci içinde her ders saati sonrasında yapılan çalışmanın hedefi, içeriği hakkında aileye bilgi verilir. Aileye, destek eğitim kapsamında hedefe ulaşılması için evde yapılması gereken çalışmalar ve öneriler açıklanır. Aileye destek eğitimin tamamlanması sonrasında, bireyin kazanımlarını günlük yaşama aktarması ve sürekliliğinin sağlanması için dikkat edilecek hususlar anlatılır.